Fikir Dünyası

1966 yılında Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümüne girdim ve 1971 yılında lisans eğitimimi tamamladım. O yıllarda Ruanda, Güney Afrikave Afrika’nın başka ülkelerinde onbinlerce insan çeşitli sebeplerle katlediliyordu. Olaylar beni kara adam ile ilgili duygularımı dile getirecek bir şiir yazmaya sevk etmişti. Sonra Dünyanın birçok yerine gittim, zencileri gördüm, tanıdım. Arkadaşlarım oldu, öğrencilerim oldu. Şiiri yazmaya devam ettim, halen de devam ediyorum. Ama Kastamonu Üniversitesi Uluslararası Öğrenci Topluluğunun 25 Mayıs 2022’deki Afrika Günü toplantısında mevcut halini okudum. Henüz tamamlanmamış da olsa,öğrencilerimin isteği üzerine burada da paylaşıyorum.

KARA ADAM
Kara adam karalığın katrandan kara
Kara bahtın bugün belki de ondan kara
Herkes bilir beyaz adam uzaktan geldi
Beyaz yüzü kara kalbi ile zulmetti

Yusuf Akçura 2 Aralık 1896’da doğdu, 11 Mart 1935’te vefat etti. Dolayısıyla doğumunun 125. Yıldönümünde onu anmış oluyoruz. Allah rahmet etsin, mekânı cennet olsun.

Yusuf Akçura Türk Ocağının kurucuları arasındadır. "Türk milletini sevmek ve yüceltmek" olarak tanımlanan Türkçülük ülküsüne bağlı olanların bundan yüz yıl önce kurup bu güne kadar yaşattığı "Türk Ocağı", bu ülkünün ilk ve en uzun ömürlü sivil toplum kuruluşudur.

Yusuf Akçura, Türkçülük fikrini Türk Ocağı kurulmadan çok daha önceleri benimsemişti. O sürgünde olduğu Trablusgarp şehrinden 1898 veya 99 yılında, daha sonra Türk Ocağında da birlikte çalışacakları arkadaşı Ahmet Ferit ile birlikte kaçarak Paris’e gitmiş ve orada Siyaset İlmi tahsil etmiştir. Sonraları hazırladığı ve Türk Ocağı adına yayınlanan “Türk Yılı” kitabında kendi hayatını anlatırken Paris’teki bu tahsilinin kendisine Türkçülüğü siyaseten de yapma yönünde motive ettiğini anlatır[i].   1904’te Kahire’de çıkan “Türk” mecmuasına yazdığı “Üç Tarz-ı Siyaset”, sonraları kitap haline getirilmiştir. En son baskısı, Dr. Arslan Tekin tarafından hazırlanmış ve “Üç Tarz-ı Siyaset ve Tartışmalar” adıyla neşredilmiştir. 2004 yılında Kazakistan Almatı’da oğlum Buğra’yı ziyarete gittiğim zaman, Sarıarka reyonunun hâkimi olan Akan Akçurin isimli bir arkadaşıyla beni tanıştırmıştı. Bu kişi Yusuf Akçura’nın akrabası, yanlış hatırlamıyorsam torunu idi. O zaman Buğra ve Akkan baş başa verip Üç tarz-ı Siyaset kitabını Kazakça ve Rusça’ya tercüme edilip basılmasını sağlamışlardı.

2018 BAŞLARKEN DIŞ POLİTİKADA MAKAS DEĞİŞTİRME ARAYIŞLARI

II- BATI İLE RUSYA ARASINDA TÜRKİYE

Ne Amerika, ne Avrupa, ne Rusya, ne de Çin!

Önce Adalet, sonra kudret, hepsi beşer için!

Ahir zamanda «hikmet budur» yazacaktır kalem:

Bize gerektir hem bu dünya hem ebedi âlem

 

Üst not: Bu yazıyı hazırlarken Afrin’e operasyon henüz başlamamıştı. Şimdi artık mülahazalarımız ne olursa olsun, Mehmetçik için, ordumuzun muzaffer olması için dua ediyoruz. Ancak, zafer için dualarımız baki olmak üzere, son Suriye olaylarını, Türkiye’nin Afrin’de operasyon yaparak Kürt koridorunu engelleme girişimlerini ve sonrasını değerlendirirken de bu yazıdaki bakış açısını koruyorum.

Önceki yazımda Türkiye’nin Rus Jeopolitiğindeki yerini Aleksandr Dugin’in görüşlerini dikkate alarak değerlendirmiştim. Bu yazıda da Batının ve özellikle İngiltere ve Amerika’nın jeopolitik hedeflerindeki yerimizi belirlemeye çalışacağım.

24 HAZİRAN 2018 SEÇİMLERİNE GİDERKEN

24 Haziran Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Seçimleri ülkemize huzur, barış, hukuk düzeni, herkesin içselleştirdiği bir demokrasi ve birlik getirsin. Bu sıradan gibi görünen sözlerin “künhüne” vakıf olmak için yakın geçmişi hatırlamak gerekir:

  • 27 Mayıs İhtilali, seçilmiş bir iktidarı askeri darbeyle devirdi. Darbeciler kendi aralarında anlaşmazlığa düşerek, sabık yöneticileri idam edilmemesini ve bir an önce demokrasiye avdet edilmesini isteyen 14’ler diye bilinen Türkeş bey ve arkadaşlarını sürgüne gönderdi. Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan idam edildi. Şimdi demokrasi şehitleri olarak anılıyorlar..
  • 22 Şubat 1962’de ve 21 Mayıs 1963’te Talat Aydemir iki defa darbeye teşebbüs etti, ama başarılı olamadı. Talat Aydemir ve silah arkadaşı Fethi Gürcan idam edildi.
  • 12 Mart 1971 Muhtırası. TSK içinde yeni bir kalkışmayı önlemek üzere Komuta kademesi hükümete muhtıra verdi. Demirel hükümeti istifa etti.
  • 12 Eylül 1980 Darbesi. Ülkede ideolojik çatışma had safhaya yükselmişti. Bunu bahane eden komuta kademesi idareye el koydu. Onlarca vatan evladı “bir onlardan bir bunlardan” şeklinde kelle hesabı yapılarak idam edildi.

2018 BAŞLARKEN DIŞ POLİTİKADA MAKAS DEĞİŞTİRME ARAYIŞLARI

I- RUSYA JEOPOLİTİĞİ VE TÜRKİYE

GİRİŞ

Biz gençliğimizde “Ne Amerika, Ne Rusya Ne Çin/ Her şey Türk’e göre, Türklük için” sloganını benimsemiştik. Bunu daha sonra “Ne Amerika, Ne Avrupa, Ne Rusya, Ne de Çin/ Her şey Türk’e göre, Türk Tarafından, Türklük için” yaptık. Yaşadığımız tecrübelerden çıkardığımız dersler bu yaklaşımımızı biraz daha olgunlaştırdı. Temelde bugün de aynı noktada olmakla birlikte “Ne Amerika, ne Avrupa, ne Rusya, ne de Çin!/ Önce Adalet, sonra kudret, hepsi beşer için!” diyoruz.

Türkiye Dış Siyasetinde, 1 Mart 2003’te Amerikan güçlerinin Irak’a Türkiye topraklarından geçerek girmesine izin veren tezkerenin TBMM’de red edilmesiyle başlayan bir değişim süreci yaşanıyor. Bu tarihte Amerika ile aramızda oluşan güvensizlik, bugüne kadar azalmadan devam etti. Güven ortamının yeniden tesisi yönünde tarafların ne kadar ciddi çaba sarf ettikleri de ayrı ve ciddi bir araştırma konusudur. Süreç, görünüşte Suriye krizinin doğurduğu saiklerle Türkiye’nin makas değiştirmesine doğru eviriliyor.

Site düzenlemesi Crystal Studio